• "Tarihi canlı bir savaş alanı, bir ideolojik çatışma bölgesi olmaktan kurtarmamız lazım"

Şeyhü’l-Müverrihin’in Kıbrıs’ı…

blog-post-image

Tarihçilerin Kutbu ve Şeyhü’l-Müverrihin /Tarihçilerin Şeyhi/ olarak bilinen, Osmanlı İmparatorluğu ve Türkiye Cumhuriyeti’nin siyaset, ekonomi, kültür ve medeniyet gibi değişik alanlarıyla ilgili özgün araştırmalar yapmış Prof. Dr. Halil İnalcık hocanın bugün vefat yıldönümüdür. 1916 yılında doğan Halil hoca 2016 yılında 100 yaşında aramızdan ayrıldı.

Vefatından geçen sürede kendisi ve kıymetli araştırmalarıyla ilgili çalışmalar yapıldı, anılar paylaşıldı, görüşler belirtildi. Araştırmaları her zaman olduğu gibi yeni çalışmalara kaynaklık etmektedir. Halil hoca tarih alanındaki çalışmalarıyla ve yaptıklarıyla hep daim anılacaktır, yaşayacaktır.

Vefatı günü dolayısıyla hazırladığım bu kısa yazıyla, bir zaman bulunduğum bir proje ortamında Halil hocanın Kıbrıs’la ilgili gözlemlediğim yaklaşımını iki belge üzerinden hatırlatmanın faydalı olacağını düşünüyorum.

*          *          *

27-30 Nisan 2015 tarihlerinde yapmayı planladığımız Kıbrıs Türkünde Demokratik Kültür ve Kıbrıs Demokrasi Tarihi isimli II. Uluslararası LAÜ Tarih Kongresi’nin bilim kurulunda Prof. Dr. Halil İnalcık hocanın da bulunmasını arzu etmiştik. Bunu mailden kendisinde bildirdiğimizde çok mutlu olmuş ve bizlere cevap yazma lütfunda bulunmuştu. Ama imzalı olan cevap mektubunu maille değil kargoyla göndermişti. İnalcık hocanın 25.03.2014 tarihli mektubunda aşağıdakiler yazılıydı:

“Uluslararası L.A.Ü. Tarih Kongresine,

Kıbrıs tarihi ve sorunları ile yarım yüzyıldan beri yakın ilgi içinde yararlı olmaya çalışmaktayım. Bilim kurulu üyeliğine katılmam hususundaki öneriniz beni son derece duygulandırdı, tabi kabul ediyorum. Ciddi rahatsızlığım dolayısıyla seyahat edemiyorum, kongreye katılmam için önerinize müteşekkirim, sağ olun var olun.

Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü ile 2013 yılında ilişki içinde Kıbrıs’ın en eski tahrir defterlerini neşretmiş bulunuyorum. Türklerin adayı fethinden sonra köyleri, şehirleri ekonomik ve mali kaynaklarını gösteren bu eşsiz istatistik defterini dünyanın her tarafına göndereceğiz, size de beş adet posta ile göndermekteyiz. 

Bu kitapları Türk Kıbrıs’ta ve Rum Kıbrıs’ta ilim kurumlarına dağıtmanızı rica ederim. Bu belgeler Türk’ün adaya yeni bir otağ gibi yerleştiğini ispat eden ana kaynaklardır. Gerekirse size başka ciltleri de göndermeyi düşünmekteyiz.

Üniversitenizde bu kaynaklar üzerinde tezler yapılması çok yerinde olur, faaliyet ve projelerinizi kıvançla öğrendim size gönülden başarılar diliyorum. 25.03.2014.

Profesor Doktor Halil İNALCIK

Bilkent Üniversitesi Tarih Bölümü Osmanlı Araştırma Merkezi”

Kargoda ayrıca hocanın mektubunda bahsettiği 5 adet de kitap bulunmaktaydı.

Sağlık durumundan dolayı kongremize katılamayacak olmasına üzülsek de Halil hocanın bilim kurulu üyeliğini kabul etmesinden dolayı çok mutlu olmuştuk. Sonraki günlerde hocanın olumlu yaklaşımdan da güç alarak kongremizi Prof. Dr. Halil İnalcık onuruna yapma kararı aldık.

Halil hocanın gönderdiği 5 adet Kıbrıs Tahrir Defterleri: Mufassal, İcmâl ve Derdest[1] kitabını KKTC’deki ilgili kurumlara dağıttık ama ne yazık ki Güney Kıbrıs Rum kesimindeki ilgili birimlere ulaştıramadık. Bunu kendisine bildirdiğimizde yeni bir kargoyla karşı karşıya kaldık. Halil hoca bu sefer aynı kitaptan 10 adet daha göndermişti. Halil hocam kitapları mutlaka Rum Kıbrıs’a ulaştırmamızı istiyordu. Maalesef bu sefer de ilgili kurumlarla iletişimimizin bulunmamasından dolayı kitapları ulaştırmamız mümkün olmayacak ve kütüphanemizde kalacaktı…

*          *          *

Onuruna organize ettiğimiz kongre vesilesiyle Halil hocanın kongreye hitaben gönderdiği bir de özel mektubu vardı. Kongre’de okunan ve alkışlarla karşılanan bu mektup daha sonra basılan bildiriler kitabında da yer aldı.[2] Vefatından bir yıl önce yazılan bu mektup hem Halil hocanın Kıbrıs’a ve Kıbrıs sorununa bakışının ve hem de Kıbrıs Türküne günümüzdeki gelişmelerle örtüşen seslenişinin bir özetidir:

“Sayın Kongre Düzenleme Kurulu Başkanlığı’na,

Lefke Avrupa Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi’nin 27-30 Nisan 2015 tarihleri arasında düzenlemiş olduğu, “II. Uluslararası Tarih Kongresi”nin naçiz meslektaşınızın adına ithaf etmiş olması beni derinden duygulandırdı. Sizlere gönülden teşekkürler.

Meslek hayatımın önemli bir kısmını Kıbrıs tarihi araştırmalarına adadım, çünkü Anayurt’tan ayrı kalmış bu vatan parçasındaki Türk halkının sonsuz haksızlık ve acılarla karşı karşıya kalmış olması, her Türk gibi beni de son derece üzmekteydi.

Değerli katılımcılar, Kıbrıs’ı birkaç kere ziyaret ettim ve rahmetli Rauf Raif Denktaş ile Kıbrıs konuları üzerinde samimi işbirliğimiz oldu.

Dil-Tarih ve Coğrafya Fakültesi’nde Kıbrıslı öğrencilerimle de yakın ilişkilerim olmuştur. Onlardan bazılarının Kıbrıs idaresinde önemli mevkilere geçerek, değerli hizmetlerde bulunduklarını hatırlıyorum.

Kıbrıs, her Türk gibi benim de ikinci vatanım olmuştur.

I. Dünya Harbi sırasında anayurt, Anadolu, emperyalist devletler arasında bölge bölge işgal edildiği zaman, Kıbrıs da daha önce oraya haksız yere yerleşmiş olan bir devlet, İngiltere tarafından ilhak edildi ve bir koloni idaresi altında yaşamaya mecbur edildi.

Atatürk’ün önderliği altındaki “Kuvva-i Milliye” güçleri ana vatanı kurtarırken, doğal olarak Kıbrıs’a yardıma koşamadı. Yıllar sonra Kıbrıs Türklerinin kahramanlığı ve anavatanın işbirliği ile hür ve bağımsız Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Devleti’nin kurulması, Kıbrıslıların vatanperver gayretleri ile bir gerçek olmuştur.

Kıbrıs Türklüğünün menşei şudur: Kıbrıs’ın fethedilmesi üzerine, Osmanlı ülkesinin Güney sancaklarından Türkler, -Padişah Fermanı’nda ifade edildiği gibi- tarım aletleriyle birlikte adaya göç ettirilmişlerdir. Kıbrıs Türklüğünün ilk kaynağı bu göçmenlerdir. Bu Türk göçmenleri, adanın terk edilmiş topraklarını işlemişler, zamanla yurt tutmuşlar ve Kıbrıs’ta Türklüğün köklerini atmışlardır. Uzun araştırmalarım bana Kıbrıs Türklerinin, hiçbir zaman ada nüfusunun 3/1’nden az olmadıklarını gösterdi.

Günümüzde tanık olduğumuz gibi, haçlı Avrupa, bu tarihi gerçeği hiçbir zaman görmek istememiş ve sonraki tarihi gelişmeyi, yani Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni tanımamıştır. Bunun son göstergesi Kıbrıs Rum Devletinin, Yunanlıların gayreti ile Avrupa Birliği’ne dâhil edilmesidir. Oysa Avrupa Birliği içinde dahi bazı üyelerin bunu yersiz ve haksız buldukları biliniyor.

Yunanistan’ın da, Avrupa Birliği’ni daima kendi çıkarları yönünde kullandığı açıktır.

Şahit olduğum kişisel bir olayı da burada, bu vesile ile sizlere nakletmek isterim.

Avrupa Birliği, çoğu Rumlardan oluşan bir heyeti propaganda için Türkiye’ye göndermişti. Bu heyet Bilkent Üniversitesi’ne de gelmiş ve bilinen iddialarını Türk talebeleri önünde savunma cüretini göstermişlerdir. Ancak hiçbir Türk öğrencisi bu iddiaları kabul etmedi, fakat Avrupalı bir öğrenci gelen heyeti destekleyen bir takım sözler söyledi.

Şu sıralarda, Papa’nın ileri sürdüğü haksız ve yanlı bazı iddialara ve arkasından Avrupa’da gerçekleri çarpıtan yeni saldırılara şahit olmuyor muyuz?

Bence Kıbrıs Türkleri, tüm saldırıları kahramanca göğüsleyen serhat gazileridir. Sakın yılmayın, arkanızda büyük bir Türk Dünyası durmaktadır.

Hepinize sevgi ve saygılarımı sunar, kongrenizin başarılı olmasını dilerim.

Prof. Dr. Halil İnalcık

24 Nisan 2015

Bilkent Üniversitesi Halil İnalcık Osmanlı Çalışmaları Merkezi”

Yukarıdaki belgelerden de görüldüğü gibi Prof. Dr. Halil İnalcık’ın ister yetiştirdiği talebeler, isterse de yaptığı çalışmalar üzerinden Kıbrıs’la önemli bağı bulunmaktaydı. Kıbrıs üzerine kafa yoran bir bilim adamıydı. Bu bağlamda Prof. Dr. Halil İnalcık’ın Çalışmalarında Kıbrıs konulu bir çalışmanın yapılmamış olması bir eksikliktir ve araştırmacısını beklemektedir.

Bu vesileyle vefatının 9. yılında Prof. Dr. Halil İnalcık hocayı rahmetle, minnetle, hürmetle anıyoruz… 

 

[1] Kıbrıs Tahrir Defterleri: Mufassal, İcmâl ve Derdest (Tıpkıbasım), Yayına hazırlayanlar: Prof. Dr. Halil İnalcık, Mehmet Yıldırır, Songül Kadıoğlu, T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Arşiv Dairesi Başkanlığı, Ankara 2013.

[2] Kıbrıs Türkünde Demokratik Kültür ve Kıbrıs Demokrasi Tarihi, 27-30 Nisan 2025, II. Uluslararası LAÜ Tarih Kongresi Bildiriler Kitabı, Lefke Avrupa Üniversitesi Yayınları, Lefkoşa 2015, s. 31-32.